Susmak Bilmeyen İç Sesimizi Nasıl Dizginleriz?
Sessiz bir şekilde durduğumuz anlarda bile sürekli konuşmaya devam eden biri var. İç sesimiz. Rodney J. Korba’nın yapmış olduğu “The Rate of Inner Speech” isimli araştırmaya göre içimizden kendimizle yaptığımız konuşmanın hızı, yüksek sesle konuştuğumuz 4000 kelimeye eş değer. Yüksek sesle yapılan ortalama 6000 kelimelik bir konuşmanın yaklaşık olarak 1 saat sürdüğünü ve bir günde yaklaşık olarak 16 saat uyanık kaldığımızı düşündüğümüzde bu çok fazla ses demek. Peki kafamızın içindeki bu sesleri dizginlemek için ne yapmamız gerekiyor?
W.H. Auden’in söylediği gibi “Bir insanı dış dünyada davranış tercihleri, iç dünyasında ise önem tercihleri yani neler dikkat edip neleri göz ardı ettiği tanımlar. Her iki durumda da kişi yaptığı tercihlerden kendi sorumludur ve sonuçlarını kabullenmek zorundadır.” Buraya kadar aslında her şey yolunda görünüyor. Hayatımızda yapmış olduğumuz eylemler ve sonuçlarına göre şekillenen olaylar örgüsü hayatımızın bütününü oluşturuyor. Ancak bizler vermiş olduğumuz kararları verirken, olay anında ve karar sonrasında iç sesimize sıklıkla maruz kalıyoruz. Hangi tercihi yapmalıyım? Bunu yapsam ne gibi sonuçlar doğurur? Hatta kararı verdikten sonra bile keşke farklı bir karar verseydim şeklinde kendimize yakınıp dururuz. Bize bunu yaptıran da susmak bilmeyen iç sesimizden başkası değil. Chatter: The Voice in Our Head, Why It Matters, and How to Harness It kitabının yazarı ödüllü nörobilimci ve psikolog Ethan Kross, iç sesimizle başa çıkabilmek için kullanabileceğimiz teknikleri üç bölüme ayırıyor. Kendi kendimize kullanabileceğimiz araçlar, başkalarıyla olan ilişkilerimizi kullanmamızı sağlayan araçlar ve çevremizi kullanmamızı sağlayan araçlar.
İç sesinizi dizginlemek için bir araç olarak kendinizi kullanın. Burada “mesafeli iç konuşma” kavramını ve onun gücünü keşfetmeniz gerekiyor. Mesafeli iç konuşma sizi zorlayan bir olayla başa çıkmaya çalışırken, adınızı ve ikinci tekil şahıs zamiri olan “sen”i kullanmak demek aslında. Olayın öznesi sizken, soruyu “Sen olsan ne yapardın Can?” şeklinde kendinize yöneltmek. Bu yaklaşım beyninizdeki tekrarlanan olumsuz düşünceyle ilgili bölgelerdeki aktiviteleri azaltıyor, stres altında daha iyi performans sergilemenizi sağlıyor ve daha iyi düşünerek, daha az olumsuz duygulara kapılmanızı sağlıyor. Yine benzer şekilde, kendinizle konuşurken bir arkadaşınıza öğüt verdiğinizi hayal edebilirsiniz. Başınıza gelen olayları aşılabilecek bir engel olarak görmek, bakış açınızı genişletmek, bir ritüel gerçekleştirmek, uğurlu bir nesneyi yanınızda taşımak gibi birçok yaklaşım sizi geri çeken iç sesinizi dizginleyebilmek için kaldıraç etkisi yaratacaktır.
Başkalarıyla ilişkilerinizi kullanın. İç sesiniz sizi yiyip bitirirken hayatınızdaki insanlardan beklentileriniz de bu yönde değişir. Bir yandan duygusal ihtiyaçlarınız ağır basıp, destek ve ilgi görmek isterken, diğer yandan da sorunu arkada bırakıp hayatınıza devam edebileceğiniz somut tavsiyeler duymak istersiniz. Bu noktada hayatınızdaki insanlara destek vermek ya da onlardan destek istemek çözüm olabilir. Yüz yüze konuşmak, mesajlaşmak ya da dijital araçlar kullanarak süreçte yalnız olmadığınızı hissetmeniz iç sesinizin sizi yiyip bitirmesini engelleyecektir. Size destek olacak insanların yakınınızda olmasını sağlayın, fiziksel temasta bulunmaktan kaçınmayın ve birlikte etkinlikler düzenleyin. Pandemi sebebiyle bunları yapamıyorsanız, destek almak için sosyal medyayı kullanın.
Çevrenizin gücünün farkına varın. İç sesinizin kontrolü ele aldığını düşündüğünüzde kafa dağıtmak iyi bir çözüm olacaktır. Bunun birçok yolu var. Bulunduğunuz ortamda masanızı ya da çekmecelerinizi düzenlemek, yeşillikler içerisinde geziler yapıp doğada vakit geçirmek ya da size huzur veren aktiviteler yapmak iç sesinizle başa çıkabilmeniz için size yardımcı olacaktır.
İç sesimiz her zaman beynimizin içinde bir yerlerde olacak ve aralıksız konuşmaya devam edecek. Kendimizle yaptığımız konuşmaların olumlu ya da olumsuz olmasının kötü bir şey olmadığı bilinciyle hareket etmek ve yalnızca bizim biz olmamızı engellediği anlarda onu susturmanın önemli olduğunu unutmadan hayatlarımıza devam etmemiz gerekiyor. Bu bilinçte olduğumuz müddetçe, iç sesimiz bize her zaman doğru yolu gösterecektir. Peki ya şu an sizin iç sesiniz size neler söylüyor?
Bu yazı ilk olarak 13.04.2022 tarihinde Harvard Business Türkiye Blog'unda yayınlanmıştır.